Blog
Mutlu İnsanlar Ülkesi Pakistan
Pakistan’a ilk defa gittim. Pakistan’dan söz ederken hep “dost ve kardeş Pakistan” vurgusunu yaptık.
Pakistan’a ilk defa gittim. Pakistan’dan söz ederken hep “dost ve kardeş Pakistan” vurgusunu yaptık.
Zira son yüzyılda bizim başımız dara düştüğünde onlar, onlar bir afetle sarsıldığında biz sadece “dost ve kardeş” insanların sergileyebileceği yakınlığı birbirimize gösterip acılarımızı paylaşmışız.
İki ülkenin politikasında da garip benzerlikler yaşanmış. Bizde askeri darbeler yaşanmış, Pakistan’ın da benzer süreçlerden geçtiğini biliyoruz.
Bizde bazı ülkesinin menfaatlerini ve halkının refahını öne alan insanlar çeşitli yöntemlerle ortadan kaldırılmış, orada da uçak düşürülerek ya da bir suikastla istenmeyen şahsiyetler sahneden uzaklaştırılmış.
Türkiye’nin iki katı kadar nüfusa sahip Pakistan. Halkın kahir ekseriyeti sünni Müslüman ve Hanefi mezhebine mensup.
Şia son yıllarda Pakistan’ın politik hayatında etkili olmanın gayreti içerinde.
2005 depremi sonrasında Türkiye’den çok sayıda yardım kuruluşu Pakistan’a ulaşarak aylarca arazide kaldı ve yaraların sarılmasına gayret etti.
Sadece Deniz Feneri Derneği’nin 2005 depremi sonrasında Pakistan’a götürdüğü yardım 10 milyon dolardan fazla.
2010 sel felaketinde milyonlarca insanın evini ocağını kaybettiği Pakistan’da, yine Türkiye oradaydı. Devletiyle, belediyeleriyle, yardım kuruluşlarıyla top yekûn bir ülke kardeşlerinin yaralarının sarılması için gece gündüz çalıştı.
Deniz Feneri son sekiz yılda defalarca Pakistan’a gitti. Çok sayıda projenin altına imza attı, on binlerce mağdur ve yüreği yaralı insanın duasını aldı.
Geçtiğimiz Cuma günü Deniz Feneri’nin yaptırdığı bir caminin açılışı için bir ekiple birlikte Pakistandaydık. Selde kullanılamaz hale gelmiş ve 10 bin kişinin yaralandığı cami yeniden ibadete hazır hale getirildi.
Açılışta, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan Hocamız da bizimle birlikte idi. Ayrıca Ülke TV’den Ayhan Yağızer, Şehir Üniversitesi öğrencilerinden Ramazan Cihat Özen ve İslamabat’tan bize katılarak Urduca tercümanlığımızı yapan Semih Uğurlu da açılış sevincimizde yanımızdaydı.
Deniz Feneri’nin Pakistan’daki çalışmalarında işbirliği yaptığı The NGO World’ün Genel Başkanı Zafer İkbal ve ekibi açılış programı ve proje alanlarına yapılacak ziyaret için sıkı bir hazırlık yapmışlar. İkbal ve arkadaşlarını, gerçekleştirilmiş çok sayıda proje ile binlerce yoksul Pakistanlının yüzünü güldürdükleri için tebrik ediyorum.
The NGO World yeni bir kuruluş ama hızlı öğrenen, kendisini çabuk geliştiren ve birlikte iş yaptıkları kuruluşlar nezdinde güven grafiğini sürekli yükselten bir insani yardım kuruluşu.
2010 sel felaketi sonrasında Pakistan’da evler inşa edildi, ev yapımı için fakir ailelere malzeme desteği verildi. Halı evleri onarıldı ya da temelden inşa edildi, halı tezgahları onarıldı ya da sıfırdan kuruldu. Çok sayıda yoksul ve sel mağduru Pakistanlıya hayvancılık projeleri kapsamında küçükbaş ya da büyükbaş hayvanlar yardımı yapıldı
Yine sel felaketi sonrası çalışmaları çerçevesinde 10 binden fazla öğrenciye çeşitli yardımlar ulaştırıldı. Okul uzak olduğu için gidemeyen kız öğrencilerin yeniden eğitim hayatına dönüşlerine katkı sağlandı.
Pakistan ekonomik bakımdan Türkiye’nin epeyce gerisinde. İnanç ve kültür bakımından çok fazla ortak değere sahibiz.
Pakistan’a da Türkiye’nin son yıllarında Başbakan Erdoğan ve ekibinin yaptığına benzer bir değişim ve dönüşüm çalışmalarını yapacak bir lidere ihtiyaç var. Liderini bulması halinde Pakistan çık hızlı kalkınacaktır. Zira halk çalışkan, topraklar münbit ve genç ve dinamik bir nüfusa sahip.
8-10 milyonluk şehirlerin ana caddelerinde bisikletle son model otomobili, motosikletle eşek arabasını, deve ile öküz arabasını sıkça görebildiğimiz Pakistan için “zıtlar ve renkler ülkesi” desek deridir. Ama bu ülkeye daha çok yakışacak başka bir tanım; “Mutlu insanlar Ülkesi Pakistan”dır.
Pakistan’da insanların çok önemli bir kısmı fakir, mütevazı ve standardı düşük bir hayat yaşıyor ama yüzleri gülüyor. Sokaklarında insanlar arı gibi çalışıyor, hep hareket halindeler.
Çoğu Pakistanlının İslama dair yeteri kadar bilgi sahibi olduklarını düşünmüyorum. Ne var ki, halkın çoğunun dilinden Allah adını sıkça duyabilirsiniz. Çocuklarına Kur’an-ı Kerim öğretme konusunda yoğun çaba içerisindeler.
Caddelerine sıklıkla karşılaştığımız bir gelin kız gibi süslenmiş kamyonlar, traktörler, Rakşa adını verdikleri üç tekerli dolmuşlar bize Pakistan insanının iç dünyasının zenginliğini ve kendileriyle ne kadar barışık yaşadıklarını düşündürüyor.
Evliyalar ve türbeleri şehri olarak da bilinen Multan’da Şah Rüknullah türbesi akşamın ilerleyen saatlerinde bile yoğun bir ziyaretçi akınıyla karşı karşı kalabiliyor. Şehrin yüksek bir tepesinde birden fazla mübarek zatın türbesi yüzyıllardan beri dimdik ayakta ve halkın önemli bir kısmının dini değerlerle bağlantısında yegane tutunma adresi.
Pakistan’ın kalkınması için uzun yıllara ihtiyaç var. Kardeşleri olarak Türkiye afet dönemleri dışında da onları yanında olmalı. Makul ve uygulanabilir projeler desteklenmeli, tecrübe, bilgi ve teknoloji desteği verilmeli. Böyle olursa enerjik ve pozitif yapısıyla Pakistan insanı çok kısa sürede dünyadaki yerini belirgin hale getirecektir.
Mutlu insanlar ülkesi Pakistan, sahip olduğu nimetlerin farkında olmayan nicelerimize şükrü hatırlamamız için önemli bir örnektir.
“Sizden gelen her arkadaşı çok sevdik” diyen Zafer İkbal’e gayretleri için teşekkür ederken, Pakistan’daki yaraların sarılmasına destek veren bütün hayırseverleri, Pakistan severleri can-ı gönülden tebrik ediyorum. Hepsi müsterih olsunlar, yardım kuruluşlarına teslim ettikleri her kuruş orada yeni yüzlerin gülmesine kaynak olmuş, cansuyu olmuş.
İstanbul’a inince Deniz Feneri’ne uğradım. Topkapı’dan Mecidiyeköy’e doğru ilerlerken bir belediye otobüsü geçti yanımdan. Üzerinde , “cive Pakistan” yazıyordu. Urdu dilinde “Çok Yaşa Pakistan” anlamına gelen bu ifadeyi dua niyetine tekrarlayalım. Biliyorum ki, Pakistanlı kardeşlerimiz bizim daha güçlü ve dünyada sözü daha fazla geçen bir ülke olmamız için çok dua ediyorlar.