
Haberler

FETÖ'nün ilk yargı darbesi: Deniz Feneri Davası
14-01-2020
Eski Başsavcı ve Yargıtay Üyesi Harun KODALAK: "FETÖ'nün yargıda yaptığı ilk darbe Deniz Feneri Soruşturmasıdır."
Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in, "FETÖ yöneticisi olmak" suçundan yargılandığı davada ifade veren eski Başsavcı ve Yargıtay üyesi Harun Kodalak, Deniz Feneri Derneği'ne yargı eliyle düzenlenen kumpasla ilgili konuştu ve "FETÖ'nün Cumhurbaşkanımıza yargı eliyle yaptığı ilk darbe Deniz Feneri soruşturmasıdır." dedi.
Derneğimizi karalamaya, iyilik faaliyetlerine yönelik çalışmaları engellemeye yönelik açılan ve bir itibar karalaması kampanyasına dönüşen davadaki haklılığımız bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Adalet Bakanlığı Yüksek Müşaviri, eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem'in, "FETÖ yöneticisi olmak" suçundan yargılandığı davada tanık olarak dinlenen eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı, Yargıtay Üyesi Harun Kodalak, Erdem'i 30 yıldır tanıdığını, 1987'de öğrenciyken aynı evde kaldıklarını söyledi.
Sorular üzerine, "FETÖ'nün, AK Parti iktidarına ve Cumhurbaşkanımıza yargı eliyle yaptığı ilk darbe Deniz Feneri soruşturmasıdır." diyen Harun Kodalak, bu soruşturma açıldığında Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekililiği görevinde bulunduğunu söyledi.
"FETÖ'NÜN İLK DARBESİ DENİZ FENERİ"
FETÖ'den yargılanan dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş'in soruşturmayı kendisine verdiğini, kimlerle çalışmak istediğini sorduğunu anlatan Kodalak: "O soruşturmada Deniz Feneri için toplanan paraların AK Parti'ye aktarıldığı ispatlanmaya çalışılmış. AK Parti Yozgat Şefaatli ilçe örgütüne paraların gittiği iddia edilmiş. Yetki olmadığı halde bizden önce hesap hareketlerine bakılmış, bir şey çıkmayınca dosya kenara atılmış." dedi.
Malum örgüt içinde bulunan dönemin yargı mensupları Derneğimiz'in incelenmesinde, mali hesaplarının araştırılmasında, MASAK dahil olmak üzere bir çok kez denetleme raporlarından netice alamayınca, ne yazık ki delil üretmek yolunu dahi seçmişler ancak yine de bu menfur girişimler sonuçsuz kalmıştır. Yapılanın bir algı operasyonu olduğu, dönemin ana muhalefet partisi ve hakim medya grubunun tüm organlarınca Derneğimizi karalamak için hemen her gün çalışmalar, haberler, eylemler yaptığı da bir gerçektir. Çok şükür ki Derneğimiz kurumsal yapısını muhafaza etmiş ve üzerine atılı hiç bir suçtan ötürü suçlu bulunmamışır. Davalar 2012 yılında yargılamaya ve kovuşturmaya gerek görülmeyerek lehimize sonuçlanmıştır.
Bizi biz yapan değerlerimizden şeffaflığımız, denetlenebilir olduğumuz, hesap verebirlik ilkemiz, bağışçılarımızın destekleri ve bizden yardım alan mazlumların dualarıyla bugünlere gelmiş bulunuyoruz.
Deniz Feneri yer yüzünde son ihiyaç sahibine ulaşıncaya kadar çalışmalarına devam edecektir. 24 yıldır olduğu gibi bugün ve yarın da...