
Haberler

NTV Yayınında Deniz Feneri Adı Unutuldu!
15-03-2010
NTV 12 mart 2010'da Elazığ'da Deniz Feneri Prefabriklerinin önünde bir canlı yayın gerçekleştirdi.
NTV 12 mart 2010'da Elazığ'da Deniz Feneri Prefabriklerinin önünde bir canlı yayın gerçekleştirdi. Oğuz Haksever'in haber sunumundaki "yardım sanki kendiliğinden değil de medyanın peşinden gidiyor. Mesela depremde en çok hasar gören köyleden biri olan Yukarı Demirli Köyü'nde. Okçular'dan sonra kameraların oraya girmesiyle köye yardım yağdı. Köyde evleri yıkılan ailelere prefabrik evler kuruluyor, köyde ailler banyo ve tuvalete de kavuştu..." şeklindeki cümlesi ve köyden canlı bağlantı yaptığı muhabir Mahmut Bozarslan'a "Nedir bu kamera nereye giderse yardımın oraya gitmesi, tesadüf mü, medya sayesinde hatırlama mı yoksa GÖSTERİŞ mi?" sorusu, yıllarını gazetecilik yaparak geçirmiş bir medya mensubuna yakışmayacak cümleler ve sorulardır. Yıllarını haberci olarak geçirmiş, yüzlerce afet görmüş Oğuz Haksever gayet iyi bilir ki sivil toplum kuruluşları bu tür aftlerde yardımlarını valiliğin kriz koordinasyon merkezinden aldıkları bilgiye göre koordine ederler. Valilik nerede ne ihtiyaç olduğunu, bölgedeki durumu yardım kuruluşları ile paylaşır. Önce en çok zarar gören, en acil yardıma ihtiyacı olan, en kolay ulaşılan yerden başlanır. Haberde sözünü ettikleri gibi kendileri de önce Okçular sonra da Yukarı Demirli köyüne gitmişler. Yani onlar da önce en çok zarar gören, en kolay ulaşılan köye sonra diğerlerine ulaşmışlar. Deniz Feneri depremin ilk günü bölgeye ulaşarak 100 koli gıda ve 200 adet battaniye dağıttı. Kriz koordinasyon merkezi ile prefabrik konut ihtiyacı konusunda istişare etti. Konutların kurulacağı yer, hangi köye kaç adet prefabrik afet evi kurulacağı konuları netleştirildi. Gece geç saatlerde Erzurum'da bulunan Deniz Feneri Doğu Anadolu Temsilciliği'ne dönen Deniz Feneri ekibi, prefabrik konutların yüklenceği 8 tırı organize etti. Depremin ikinci günü basın mensuplarının huzurunda konutlar tırlara yüklendi ve tırlar depremin üçüncü gününün sabahı, erken saatlerde konvoy halinde yola çıktı. 3. gün öğle, saat tam 12.00'de prefabrik evleri taşıyan tırlar Elazığ'da kriz koordinasyon merkezinin önündeydi. Buradan yapılan yönlendirmelerle tırlar hemen köylere ola çıktı ve depremin üçüncü gününde kurulmaya başlandı. Yani Deniz Feneri 11 yıldır yaptığı gibi bu afette de kendi pratik ve özgür iradesi ile hızla hareket etmiş, hem de deprem mağdurlarının acil ihtiyacı olan afet evlerini en muhtaç olanlar için kurmuştur. Afet evleri, kalıcı konutlar yapılıncaya kadar kullanılmak üzere üretilmiş doğru bir çözümdür. Bu, Deniz Feneri 'nin bilgi birikimi, karar alıp uyulamaktaki hızı ve profesonel yapısıyla ilgili bir durumdur. Medya ile uzaktan yakından bir ilgisi bulunmamaktadır. Köylere Deniz Feneri 'nden önce NTV muhabirinin gitmesi Deniz Feneri için bir şey ifade etmemektedir, etmeyecektir. Deniz Feneri 12 yıldan beri yaptığı gibi, imkanları ölçüsünde afetzedelerin yardımına koşmayı, yoksullukla mücadeleyi sürdürecektir. Oğuz Haksever gibi tecrübeli bir gazetecinin, "Biz bu köye geldikten sonra çadırlar kuruldu ve köyde yaşayan 27 aile için prefabrik evler geldi" şeklindeki taraflı ve komik denilebilecek bir haber sunmuş olması, hem tüm enerjisiyle afetzedelerimiz için çalışan Deniz Feneri çalışan ve gönüllülerini, hem de NTV izleyicilerini üzmüştür. Deniz Feneri afet evleri önünden yapılan bir canlı yayında " Deniz Feneri 'nin adı yok!" Haber boyunca Oğuz Haksever ve muhabir Mahmut Bozarslan'ın bir defa bile " Deniz Feneri "ni telaffuz etmemeleri tesadüf olabilir mi? Değilse, "sansür"ü mü düşünmeliyiz? NTV'nin bir sonraki gün yayınladığı ve yine Deniz Feneri ismini anmadığı haberi izlemek için tıklayınız 14 Mart 2010