Mahmut Toptaş / Milli Gaazete
“YÜKSELİRKEN, yanından geçtiğin insanlara iyi davran. Çünkü dönüşte yine onların yanından geçeceksin” demişler.
Kırk yıllık dostlarımı ziyaret ediyorum. Babamın dostlarını ziyaret ediyorum. Annemin çok değerli komşularının gönlünü alıyorum.
Rabbime çok şükür ki yanına varmaktan utanacağım, suçluluk hissi duyacağım bir tanıdığım yok.
Örnek alınacak işler yapan dostlarım var.
Emekli olduktan sonra evinin bir odasını sınıf yapıp Kur’an dersleri veren dostlarım var.
Her gün sigara parası olan on liraya, posta treninden bilet alıp üç saat boyu, trenin makinistinden başlayıp bütün vagonlardaki yolculara ilmihal bilgileri verdikten sonra inip tekrar on liralık bilet aldıktan sonra yolculara ilmihal bilgileri vererek evine dönen öğretmen emeklisi dostum var.
“Ben siyaset miyaset bilmem. Bu konuları konuşmam da. Ben mahallenin çocuklarına Kur’an okumasını öğretmeye devam ederim; Erbakan hocanın partisine oyumu veririm, gerisine karışmam” diyen aslında siyasetin alasını yapan tanıdıklarım var.
Sigortası ve sendikası olmadan her gün ayrı işyerlerinde çalışmak üzere işçilere çavuşluk yaparken kendisi de çalışan ve dinlenme esnasında dini bilgiler vererek ahiretimizi sigorta edelim diye çalışan dostlarım var.
Görevinin başına her gün yarım saat önce gelen ve bu yarım saat içinde mesai arkadaşlarıyla Kur’an tefsiri okuyan eli öpülecek arkadaşlarım var.
“Hocam, biz bunları niçin görmeyiz” demeyin. Siz de görüyorsunuz. Ancak bize en çok faydası olan ve onsuz yaşayamayacağımız havayı günde kaç defa hatırlarsınız?
İyililer fazla görülmez. Her gün yüzünüze gülen dostunuzu değil, senede bir defa sırıtan tanıdığınız için “Ne kadar güler yüzlü adam” diyorsunuz.
Senede bir defa mükellef bir sofra hazırlayıp misafir ağırlayan insana “Çok cömert” deniyor da, her gün evinde misafiri olana bir şey denmiyor.
Gittiğiniz her yerde, güzel işler yapan insanları görün ve o gördüklerinizi mutlaka yazın veya anlatın.
Böylece iyiliklerin yayılmasına yardım etmiş olursunuz.
Kaynak: Link