Abdurrahman T.
“Özlemler, can çekişe dursun hasrete mahkum zaman girdabında. Umut çoktan kıyıya ulaştı, gönül deryasının dingin dalgalarıyla!”
Konar göçer kuşlar misali ey insan hükmün dünyada.
Ne her kanadı olan uçar sonsuza kadar ne de her doğan yaşar.
Aslolan bir hoş sedadır,
Ve aslında her geliş bir vedadır.
Abdurrahman Ağabey yarım asrı aşkın ömrünün büyük çoğunluğunu yedi tepeli şehir İstanbul’da geçirmiş. Emek vermiş evlatlarını büyütmüş, evlendirmiş ta ki uğraştığı inşaat sektöründe işleri ters gidip iflas edene kadar her şey yolunda ve herkes etrafındaymış.
Alıp taahhüt ettiği sürede bitiremediği işlerle ilgili davalar üst üste gelmiş, elinde avucunda ne varsa gitmiş. Eş dost ve akrabalar sırt dönmüş ve artık tutunamadığı İstanbul’dan baba yurdunda köhne de olsa hala ayakta olan eve memlekete dönmüş. Şimdi kendisi gibi sağlık sorunları olan kronik astımla mücadele eden eşiyle bahçede yetiştirdikleri domates biberleri şehir merkezine gidip satarak çıkartıyorlar rızıklarını.
Hem haciz hem de bağkuru ödeyemediğinde biriken SGK borçları zorlamakta onları. Az önce uzun uzun yaptığımız sohbet sonrası ileri seviyede bel fıtığı ve astım rahatsızlığı olan Nüspet hanım için bir oksijen makinası ve altı ayda bir olması gereken ama imkansızlıktan bir yılı aşkın süredir ihmal ettiği iğneleri temin sözü verdik.
“SGK için aylık ödememi yapabilsem” dedi sık sık gitmek zorunda olduğum hastanede ekstra masraf çıkmaz karşıma, oksijen makinam bozulmasa evde takıyordum ya şimdi iyice tıkanana kadar sabrediyorum da sonra acile kaldırıyorlar. Sonra ekledi sahi siz nereden duydunuz bizi kim söyledi size derdimizi:
Gün doğmadan neler doğar Hak sessiz edilen duaları duyar.
Az zaman istedik ay bitmeden dedik döneriz geri ve inşallah bu sefer elimiz kolumuz iyi yüreklerin emanetleriyle dolu.