Ali Ş.



İnsanın kendisine gideni en uzun yolu.
Y/anmaz mı sanırsın can,
G/özyaşım nehir içe a/kan,
Gelincik ki o çınar sandığın dimdik duran,
Feryat yok, ağlayamaz guzum baban.
Evlattın ya!!!
Şimdi sen hasretsin beni yakıp kavuran.
Atmış yedilik Ali Şükrü Amca altı yıl önce genç yaşta toprağa verdiği tek evladının ardından sağlığını da kaybetmiş ve yüksek şekere bağlı olarak sağ ayağı diz altından kesilmiş.
Uzun uzun sohbet etme imkanı bulduk kendisiyle, iç yangını o kadar taze ve belli ki derin derin off çekişlerinden. Allah’tan gelene amenna ama evlat acısı benzemiyor başka bir şeye diyor. Onu kaybettikten sonra kesildi bacağım ama aslında onu toprağa verdiğim gün ben iki kolumu, elimi, gözümü, kulağımı ve bacağımı kaybetmiştim ki…
Şimdi ömür dolduruyoruz işte, kimsesiz kaldığımız bu fani dünyada diye sözlerini tamamlayan amcamız iki yıldır huzur evi sakini. Kendi halinde, ciğer yangını her gün harlanan Ali Şükrü amcaya dört yıl kadar önce yapılmış protez ayak miladını doldurmuş. Gerek dize geçme noktası, gerekse taşıyıcı aksamda hem kırıklar var hem de zamanla oluşan fiziksel değişikliklerden uyumsuzluk.
Amcayı bilen, zaman zaman hal hatır sormak, yalnız bırakmamak için ziyaretine de giden eski mahalleden ahbap ve esnaf dostları bu konuda gerekli ön çalışmayı yapmışlar. Protezin yenilenmesi için başlatılan imecede eksik kalan miktarı da iyilik y/olunca birlikte yürüyen yürekler tamamlayınca koca çınar bir nebze olsun rahat edecek. Her adımı canını yakmayacak artık.