Umut, dünün yarınında hep umut et.
Ne zorlu yollardan geldim sana bir bilsen,
Ne uzun katran karası geceleri gün edip.
Durmadan, yorgunluklarıma kulak tıkayıp dinlenmeden,
Geldim, ne bitmez sanılan zamanları dün edip.
Ç/oktu zaman,
Şükrün gönül onaran huzur mevsiminde kendini bulmuş.
Paylaştıkça çoğalan ellerde emanet,
Aydınlığı yüreğinde Yunus misali her gittiği yere taşıyan,
Ömür yollarına serili dua dua bereket.
Ayşe Nur, 73 yaşında Hasan Amca ve Döndü ablanın beş evladının en küçüğü. Hasan Amca gücünün yettiği son ana kadar çalışmış çabalamış dört evladının yuvasını kurmuş.
“Hepsi gurbette şimdi diyor çoluk çocuğa karıştılar bana bir faydaları yok ama çok şükür kavruluyorlar kendi yağlarında. Biri kaldı sadece son beşiğim Ayşe Nur’um inşallah o olacak göz aydınlığım. Okuyor, hem azimli hem çalışkan kızım. Yarıladı fakülteyi daha birinci sınıfta okulu, dersleri için bir bilgisayara ihtiyacı vardı ve bir kere söyledi o zaman tamam bakalım kızım dedim ama elde yok avuçta yok bir emekli maaşı o da boğazımıza yetmiyor ki alamadım. O da besbelli ben üzülmeyeyim diye dillendirmedi bir daha. Geçen anasıyla telefonda konuşurken duydum … Hem bilgisayar,hem okuluyla ilgili eksik kitapları olduğunu. “Önce sordu var mı imkan sonra ekledi babam duymasın aman”
Ve bir süre sustu konuşamadı Hasan Amca… Sonrasında devam etmek istedi ama bu kez de biz tamam amca anladık biz yedik ki daha fazla yıpranmasın , üzülmesin.
Bir baba için en zor şeydir evladına ihtiyaç ve elzem olan bir şey için yok demek. Ama Ayşe Nur kızımız sağolsun farkına varmış da babasının çırpınışının hiç üstelememiş, konuşmadan anlaşmışlar adeta da o yoku dedirtmemiş babasına.
Bu sefer bir sıkıntıyı gidermek, ihtiyacı karşılamakla kalmayacağız BHK imecesinde için için mahcubiyet hisseden babanın yüreğine ferahlık umudum dediği evladına aydınlık gelecek için ışık da olacağız.