"Birgül Annemiz Soluklansın Diye Omuz Veriyoruz Yüküne!"
Birgül Abla on beş yıldır hem anne hem baba üniversite sınavının arifesinde olan kızana. Kendisi daha çocukken ayrılınca anne baba sahip çıkanı elinden tutanı olmamış ki okusun. İlk isteyene vermiş annesi yuvası olsun umuduyla ama olmamış işte öyle bir süre sonra şiddet başlamış, uyuşturucu bağımlılığını ise öğrendiğinde iş işten çoktan geçmiş. Kendi yaşadıklarını evladı yaşamasın diye yalın kılıç devam etmiş yoluna ve gelmiş de şükür bu günlere. Okulunda hem insani değerler hem de akademik başarı olarak hep takdir edilen, örnek gösterilen ve inşallah da gelecekte bu çekilen zorluklara değecek bir eğitimle arzu ettiği mesleğe kavuşacak kızımız.
Bu aralar üst üste gelmiş olsa da sorunlar aşılamayacak değil çok şükür. Temizlik işleri ve yardımlarla evladını okutan annemiz salgınla birlikte evlere çağırılmaz olmuş haliyle. Zaman dediğin su misali bir bir biri ardına kirada zorlanınca ev sahibi haklı olarak kirasını istemiş bu gayet normal ama sonrasında yaşananlar yargıda şu anda. “Borcumu inkar etmedim asla ve etmiyorum da ama ben anneyim her şeyden önce bunca yıl niye mücadele ettim üç beş kuruşa onurumu satacaksam” oluyor ablamızın son sözü.
Şimdi psikolojik tedavi alacak kadar etkilendiği ve hem kendisinin hem de evladının kapıdan dışarı çıkmaktan çekindiği ve bulundukları her an o saldırı anını yaşadıkları yerden kurtarmak, onlara yuva olup kızımızı üniversite sıralarına taşıyacak yeni bir yere yerleştirilip salgın bitip ablamız ekmeğini yine yeniden kazana kadar kira derdi düşünmeyeceği bir yere taşımak için imece vakti.