Funda S.

Gece güne uçsun, karanlıklar aydınlığa kavuşsun!

Hayatın bilinmezleriyle akışını bilmek, inançla umuda sarılmaya ve dahi şerri hayra yormaya vesile.

Zor zamanlar güzel anların müjdecisidir çoğu zaman ve acılar güç katar insana,

farkındalığı arttırmakla kalmaz tabiri caizse oldurur, olgunlaştırır.

Bazen beklemektir en büyük sınav çok zor olsa da bu sabrı asla elden bırakmamaktır şifa.

Gecenin karanlığı değil mi ki gün doğana kadar.

Az önce okuduğum mektup ve arkadaşların tuttuğu rapor ardından yaptığım uzun telefon görüşmesi derin duygulara itti beni. Hayatın her anı yeni bir şey öğretiyor ve kimse kimsenin karşısına boşuna çıkmıyor bunu hem çok iyi biliyor hem de buna dair örnekleri sık sık yaşıyorum.

“Yorgunluklarım, çoğalıp çoğalıp artık taşınmaz, dayanılmaz hale gelince evladımın gözlerine bakmam yetiyor yine yeniden ufacık bir umuda tutunup ilk anki şevkle mücadele etmeme”

İkizi doğumdan beş gün sonra vefat eden evladına iki yıldır şifa arayan annenin bu sözünden sonra ne denir nasıl anlatılır da iki yılda yedi ameliyat geçiren ve doğum sonrası geçirdiği beyin kanamasına bağlı birçok komplikasyon gelişen, gözleri %2-4 arası gören, mideden beslenen, epilepsi hastası ve %99 oranında engelli Ali için destek istenir. Ne desem, yazsam boş.

Ali’nin yüreğini gözlerinde gören annesinin sessiz feryadıdır bu.

Alimizin yarınlara daha iyi, sağlıklı ve güçlü hazırlanabilmesi için günlük, haftalık ve aylık düzenli fizyoterapiler ve görmesine direk etki edecek beyin ile göz rehabilitasyon seansları alması gerek. Ancak bu tedaviler hem çok maliyetli hem de uzun süreli. Yaklaşık aylık 30.000 lira civarını aşan tedavilerden yavrumuzun ve hikayesinin de gündemimize düşmesine vesile olan gözleri için biz varız dedik, sizler adına “Gece güne uçsun, karanlıklar aydınlığa kavuşsun!” duasıyla söz verdik.