Hikmetinden sual yok, verdiklerin aldıklarından çok.
Varlıkta gizli yokluk,
İyi günde bayram yeri dört yan,
Değerli olan darlıktaki çokluk.
Yılmaz Ailesi bulunca şükür olmayınca sabrederek kıt kanaat da olsa kendi halinde geçinip gidiyordu taki evlerinin büyük bir kısmını alıp giden fırtınanın yaşandığı geceye kadar.
Sadece onlar da değil birkaç komşularında da hasarlar olmuş Ordu’nun yükseklerini vuran fırtına da ama onların büyük bir kısmı çok hafif ve/ya afetzedeler gideni çarçabuk yerine koyacak güçtelermiş.
Elli dokuzunda olan Nazım ağabey hamallık yaparak geçindirmiş ailesini, bir kızını ve oğlunu evlendirmiş. Her ikisi de eş ve çocuklarıyla doğduğun değil doyduğun yer sözünü doğrularcasına gurbete çıkmış. Nazım ağabeyi artık yıllardır kendinden ağır yüklerin altına soktuğu bedeni taşımakta zorlanıyor. Eşi Hatice Ana kanser ve kemoterapi görmekte şifa bulmak duasıyla. Yanlarında oğulları Mustafa var otuzuna varan ama 5-6 yaşındaki çocuk yaşayan zihnen.
Önce komşuları, mahalle muhtarı ön ayak olmuş fırtınanın yerle bir ettiği eski evin yerine yenisini yapmak için. Şimdilik gurbette olan uzaktan bir akrabanın yazları bağ evi olarak kullandıkları yere yerleştirilen ailenin durumu Afad ve SYDV’ye de aktarılmış. Yaklaşık 30.000 liralık bir maliyetle ortaklaşa tamamlanacak bu imece.