Leyla henüz on sekizinde, gençliğinin en güzel en beklenen yaşında. On sekiz yaşını beklerken bir şeyi daha umutla bekliyordu hep: Sağlıklı olmayı.
Leyla henüz on sekizinde, gençliğinin en güzel en beklenen yaşında. On sekiz yaşını beklerken bir şeyi daha umutla bekliyordu hep: Sağlıklı olmayı.. Yıllar çabuk akıp gidiyordu ve zaman geçtikçe Leyla için yapılanlar da su gibi akıp yokluğa karışıyordu. Şimdi umutla beklenilenlerden bir tanesi gerçekleşti. O şimdi on sekiz yaşında, ama diğeri hala gelmedi. gözleri hala yolda. sağlığı gelemedi bir türlü. Ameliyatının üzerinden 5 yıl geçti ama Leyla hala hasta .Yolda takılı mı kalmıştır dersiniz. Yılların hızla akıp geçmesi kafi gelmiyor mu, her şeyini kaybetmiş bir babanın gözyaşları onu getirmeye yetmiyor mu. Kaça alınırdı sağlık. Beş, on, peki ya yüz. Milyarlar harcayarak güç bela yaptırmışlardı Leyla´nın 5 sene önceki ameliyatını. Beynine shunt takılmıştı. fırtınadan çıkmış bir tekne gibi yeniden hayata tutunmaya çalışıyorlardı ki. shunt´ın yenilenmesi gerektiğini söylüyordu doktorlar. Ama artık onlar için yangında kurtarılacak hiçbir şey kalmamıştı. Bu yangından kurtacak hiçbir şey yoktu. Yoktu işte.. Kocaman bir yok. Elde avuçta hiçbir şey yok. 9000 YTL tutacak ameliyatı. yeniden beyin ameliyatı olacak, shunt takılacak. Yeniden umutlanacak ve onsekiz yaşı dolmadan Leyla sağlığına yeniden kavuşacak. Çok mu zor? Onlar için çok zor! Bekliyor Leyla, zor olanı bekliyor! Bekliyor babası Yusuf bey, zora yenik düşmenin acısıyla bekliyor. Beklemeyen günlere, dakikalara, saniyelere inat . Bekliyor on sekiz yaşı... Bekliyorlar umutla... Ne dersiniz . Yokluğun dar patikalarında ayağı kaymış, yolda kalmış sağlığının ellerinden tutup, koşa koşa Leyla´ya getirelim mi. Bir vesile de biz olalım mı... Zoru başaralım mı.? "Geçmiş olsun" diyelim mi ? "Zor değilmiş" diyelim mi ? Leyla Sarı'nın tüm masrafları ismini vermek istemeyen bir bağışçımız tarafından karşılanmıştır.