Mustafa Göngör Özdemir


Bize de bu sese kulak verip Ramazanın ilk günlerinde 63 yıllık koca çınarın hayır duasını almak düşer.
“Ne güzel duadır sık sık da duyarız çevremizde: “Allah elden ayaktan düşürmesin.” İşte Mustafa Abinin, hikayesinin başlangıcı böyle bir düşüşe dayanmakta. Daha 63 yaşında ama “Ölüme Özlem” duyacak kadar yorulmuş hayattan. Ailesi ve kızlarıyla güzel bir hayat sürmekteyken geçirdiği bir beyin rahatsızlığı, zorunlu bir beyin operasyonu geçirmesi ve buna bağlı kısmi felç durumu bir bomba gibi düşmüş hayatının orta yerine.
“Derdi de dermanı da veren Allah” diyor ve susuyor. Şuan yalnız yaşıyor. Merak ediyor, eşi ve çocuklarını soruyoruz. "Ölseydim de yaşamasaydım o acıları" derken iki damla yaş süzülüyor göz pınarlarından. Ameliyat sonrası yatağa bağlı kaldığı günlerde ne eşi ne de çocukları kendisine bakmadığı gibi eve de uğramaz olmuşlar doğru dürüst. İlaçları verilmemiş. Bir zaman sonra eve dönüş saatleri artık gece yarılarını bulunca neler olduğunu soran Mustafa Bey görmektense ölmeyi yeğlediği olayları yaşamış. Öz kızları yarı kötürüm babalarına şiddet uygulamışlar. El bebek gül bebek büyüttüğü, üzerlerine titrediği canları canını almışlar oracıkta. O günden sonra hayata iyice küsmüs ve zaten çok geçmeden anne ve kızlar babayı kaderine terk ederek ayrılmışlar evden.
2007’den itibaren çorba kaynamayan evin sofrası Deniz Fenerlerince kurulmuş. Şimdilerde bastonla da olsa ayakta ve yürüyebiliyor Musatafa Abi. Ancak evlatlarının içinde yıktığı enkazın altından hala çıkmış değil ve çıkmak için gayreti de yok.”
Yukarıdaki satırları bundan yedi yıl önce Gelemeyene Gidiyoruz/Sıcak Yemek Projesi için kaleme almıştım. Amcamız Üsküdar’da bir gecekonduda otururdu o zamanlar. Kirasını öder, sofrasını kurardık. Şimdilerde onun adına farklı bir mutluluğumuz var. Yaklaşık bir yıldır huzur evinde. Akranlarıyla vakit geçiriyor. Yalnızlık sınavı ahir ömründe bitti çok şükür.
“Evlatlarım yaşındasınız, ama bana çok babalık yaptınız. Olabilme ihtimali bile çocuklar gibi sevindiriyor beni.” diye başlıyor sıkıntısını anlatmaya. Yürüyemeyen amcamız kalabalıkta yalnız, odasına mahkum olmaktan şikâyetçi. Belirli zamanlarda tekerlekli sandalyeyle bahçeye indirilip çıkartıldığını ancak akülü tekerlekli sandalyesi olursa hem kurum içinde hem bahçede özgürce kimseye muhtaç olmadan dolanabilirim demekte.
Bize de bu sese kulak verip Ramazanın ilk günlerinde 63 yıllık koca çınarın hayır duasını almak düşer. "