Avaz avaz ellerim, acelem yarım kalmasın diye hikayelerim.
D/inliyor yorgun yüreğim,
K/ulak kesilmiş de kendini.
Demini almış ruhum, odu hep h/arlı gönlün.
Yudum yudum içiyorum acıları, hatrı var zira verenin,
Ve son nefesine kadar alacağı kalan ömrün.
Tam çıkıyorken odadan çalan telefon tekrar döndürdü yerime. Acelem vardı oysa geç kalmıştım önemli bir konu için yetişmem gereken toplantıya. Hep diyoruz ya her şey vaktine esir Sultan’ın sessizliğine ses olan daha önce de birçok yüreğe dokunulmasına vesile bir iyilik elçisiydi. Konuyu özetledi. İşitme engelli kızımız ve ailesinden bahsetti ve bir saat kadar sonra annemiz Öznur Hanım gerekli başvuru evraklarıyla geldi.
Üç evladından ikisi engelli olan annemiz çift kulağı da ameliyatlı olan ve biyonik kulaklarla duyan dokuz yaşındaki evladının aylardır sessizliğe bürünen hayatına yine yeniden seda olmak için çırpınıyordu adeta. Tekstil işinde çalışıp ailesinin nafakasını çıkartan eşinin gayret ve çaresizliğini, birkaç ay önce aşırı zam talebinden kirayı ödeyemedikleri için kapıda kalışlarını, yeniden düzen kurma çabalarını anlattı ama her konu Sultan’ına geldi bağlandı.
Dinledik can kulağıyla ve inşallah cihazın işlevini yitiren dış aksamları değiştiğinde Sultan’ın da tekrar duyabileceğini öğrenip mutlu olduk.
Bayrama kadar dedik en geç bayrama kadar müsaade bize gönlü zenginlerimizin yürek atışları ses olacak kızımızın sessizliğine.