Kolay kalemin yazdığını okumak,
Peki ya yazılamayanlar ne olacak.
“Ben Sabriye L. oğlum Halil İbrahim doğuştan felçli ve yürüyemiyor. Halil İbrahim okula tek başına gidemiyor. Her zaman onu götüremiyorum ve tek başına AKÜLÜ SANDALYE ile gitmek istiyor. Maddi durumumuz akülü sandalye alamayacak kadar kötü. Onun tek hayali AKÜLÜ SANDALYE. Bu yüzden çok üzülüyor ve okula gitmek istemiyor. Siz Deniz Fenerlerinden oğlumun bu hayalini gerçekleştirerek yüzünü güldürmenizi rica ediyorum.”
Bir annenin DF’ne gönderdiği mektubunda iç döküşü yukarıda sizlerle paylaştığımız satırlar. Onların üzerine ne yazsak, ne desek boş ve dahi eksik kalacak.
Halil İbrahim bu sene ilköğretimi bitirip TEOG sınavına girecek, okulunda da oldukça başarılı bir kardeşimiz. Beş kardeşin sondan ikincisi olan yavrumuzun babası gündelik işlerle nafakasını çıkartmakta ve annemiz de ev hanımı. Zaten hayatlarını küçük bir beldede sürdürdükleri için çok da iş imkanı bulamayan babamız evladının bu ihtiyacı için baş vurmadık yer bırakmamış. Ama nasip ya her şey Halil İbrahim’e okul yolunda eşlik etmek ve inşallah yarınlarda başarılı bir doktorun yetişmesine vesile olmak biz Deniz Fenerlerinin nasibiymiş.
Anne-babasına şimdilik Halil İbrahim’e bir şey demeyin, sürpriz olsun. Ağustos başı TEOG kurslarına yetişir mi bilmem ama okullar açılmadan aracı zengin gönüllerin bereketlendirdiği Bir Hayat Kurtar Projesi aracılığıyla temin edilip ulaştırılmış olacak inşallah.