Selma D.


Duyulursa suskunluğu Simay da konuşacak!
Voltalar atıyor yalnızlık, ortasında kalabalığın,
Kulakları sağır edercesine hükmü yok duyulmayan feryatların.
G/öz göre göre kör, bakmak yetmiyor,
Can v/eriyor kan ter içinde uyan diye inleyişi bu insanlığın.
Sizde de oluyor mu hiç bazen kendimi için için kendime kızarken buluyorum. Hani bir köşeye çeker de ana-babamız “Hiç yakıştı mı sana… Hiç ummazdım senden… Ama öyle yapma bir daha…” vb iyiliğini istediği evladına nasihat verir gibi iç ısıtan bir tonda.
Ve sonra bazen derin bir ohh çekiyorum, bazen de iki damla g/öz yaşıyla yıkıyorum yüreğimi farkında olmanın farkındalığına şükürle.
İnsanız ya beşer şaşar ondan ufacık sıkıntıları büyütmemiz, bir yanlışa maruz kaldığımızda sitemkar halimiz, unutup her şeyin ve dahi her anın bir sınav, hayatlarımızdaki olaylar ve insanların da bu sınavda sorumlu olduğumuz konular olduğunu.
Bir tokat gibi indiğimizde yüzümüze başka hayatlardaki derin acılar, büyük ve uzun sürecek sınavlar o an geliyoruz kendimize kimimiz mahcup, kimimiz pişman. İçinde olduğumuz duygu her ne olursa olsun bir kardeşinin derdini içselleştiriyor, bu bizi şükürle birlikte yardıma sevk ediyorsa ne mutlu ki doğduğumuzda hayat yolu boyunca korumamız için emanet verilen yürek hala bizimle ve yol gösteriyor demektir.
Size de oluyor mu hiç bazen kendime sarılıp sarılıp teşekkür ederken buluyorum kendimi. Hani yatırırken, uyandığında, iş, okul dönüşü anne-babanın evladına sıkı sıkı sevgiyle sarılması gibi. Aferin sana… Hah işte öyle… Sana da bu yakışırdı… vb derken buluyorum. Laf aramızda ve ne olur kimse duymasın diye fısıldayıp kulağıma kocaman bir buse veriyorum tam kırk yıl önce bu zamanlarda s/onsuzluğa uğurladığım babamın yerine büyümesin diye çok çaba harcadığım en insani, en vicdanlı çocuk yanıma.
Hani kimse kimsenin hayatına boşuna girmiyor ya kimi sınav kimi ceza ve kimi de bizi biz yapan hasletleri hatırlatan mükafat. Birkaç kere üst üste okuduğum, bir yanı ıslak ve tüm bu duyguların bir anda zihnimle yüreğim arasında yolculuğuna vesile mektubun sahibi Selma Bacı ve satırların yazılmasına vesile üç gün sonra dört yaşını tamamlayacak Simay da benim için öyle oldu. Ve inşallah birlikte yolu kesiştirenin rızası için dertlerine deva olduğumuzda onlar için bu karşılaşma ömürlük bir anlama kavuşacak.
Otizm, beyinde beyaz cevher, gözlerinde pigmenter retinopati, böreğinde biretaral hipoplazik rahatsızlıklarına ek çok hızlı ilerleyen işitme kaybına sebep genetik olarak ortaya çıkan Donnai Barrow Sendromu rahatsızlıkları olan evladına tedavi arayışı Erzurum’da başlayan annemizin yolu ildeki hastanenin onları Cerrahpaşa’ya sevki ile İstanbul’a düşmüş. Birden çok rahatsızlığı olan yavrumuzun tedavileri başlamış ve sürüyor.
İmece diyoruz ya hep, mutlulukları çoğaltırken, acı ve sıkıntıları azaltan paylaşmaya atıfla. Zaten zar zor engelli ve annenin aldığı evde bakım maaşı ile geçinen, ev sahibinin ki Allah darda koymasın onu kendi de çok iyi durumda değilken kirada zorlamadığı ailenin durumumun bize iletilmesine evde bakım hizmeti için giden duyarlı bir sağlık çalışanı kardeşimiz olmuş. Biz de gerekli ön çalışmayı yaptık her iki kulağa ileri düzeyde ve üstelik hiç zaman kaybedilmeden takılması gereken özel cihazlardan birini tedarik için kapısını çaldığımız firma karşılayacak.
Tam da projemizin adında da dediğimiz gibi öyle bir iş ki bu yapılacak olan daha dört yaşındayken bir dokunacaksınız Mevlam ömür verdikçe duyduğu ve söylediği her hayırlı kelime dua olacak. Bir Hayat Kurtulacak..!
Ya da tıkayacağız duyan kulaklarımızı, kapatacağız gören gözlerimizi. Biz yalancı sağır olup Simay’ı sessiz sedası kendi dünyasında bırakıp görmezden geleceğiz.