Songül D.


Yetim Kalmasın Mutlulukları!
Sabır...
Şükürle dolu ömür yolunda,
Benden önce biz diyenlerle kol kola.
Sabır...
C/anda en zorlu sınav,
Ebedi kurtuluş sonsuzlukta.
Sabır...
Kalan ömrün biten anında,
Kanatların varken uçamayanla yürümektir aslında.
Songül Hanım 46 yaşında, 3 can var Allah’ın izniyle can verdiği. En küçük evladı Emine’nin çocuk yaşta içtiği yağ çöz sonrası başlayan zorlu ama hep umutlu dualarla şifa arayışında 2016 yılında zaten sağlık sorunları ve engelleri de olan eşi Zeki Beyi de kaybedince yalın kılıç kalan bir anne o.
2004’te İstanbul’da başlayıp sonra Ege Üniversitesine uzanan ve en son Çapa Tıp’ta tedavisi süren Emine 174’ü Çapa’da, 3’ü Ege Üni. Ve 3’ ü de özel de olmak üzere 180 operasyon geçirdi boğazı ve yemek borusundan.
Şimdi üniversite sınavının eşiğinde olan kızımızın hedefi gördüğü anne şefkatini tüm çocuklara vermek için anaokulu öğretmenliği.
İki oğlu ile birlikte uzun ve meşakkatli bir tedavi süreci geçirdikleri kızını hem bugünlere getirmek, hem de okutmak için ekonomik yük de eşinin sağlık sorunları olması ve sürekli çalışamamasından dolayı Songül Hanımdaydı. Merdiven sildi, ev temizliklerine gitti, firmalarda çay ve yemek işlerine baktı ve dahi sürekli işe başladıktan sonra da evlatlarına yetişmek için hafta sonları temizliğe gitmeye devam etti.
Şimdi, sonsuzluğa uğurladığı eşine duacı, birbirine bağlı, etrafına duyarlı üç yetimi (iki oğlu ve Emine) ile şükür bugünümüze dediği bir hayat yaşıyor.
Çocukların eli ekmek tutacak yakında, Emine şükür çok çok daha iyi ve inşallah ideali olan mesleğe emin adımlarla yürüyor.
Sabrı şükre katık yaparken göz yaşlarını hep içine akıtan Songül Anne ise ailesini bugünlere getirdiği ekmek kapım dediği işlerine ilk günkü şevkle devam ediyor."
Deniz Feneri’nin “25. Yıl” etkinliklerinde İyilik Ödüllerine Yardım Alan kategorisine bu satırlarla aday gösterdiğim Songül Hanım aradı az önce “Remzi Abim; emaneti çok vicdanlı, merhametli, saygılı Allah bozmasın insan evladı ve yavrularım gibi yetim bir delikanlıya emanet ediyorum” dedi. Önce anlamadım sonrasında sevincim şaşkınlıkla karıştı. Tabi ya yıllar geçti o hastaneden hastaneye koşan beş altı ayda bir operasyon geçiren küçük kız büyüdü. Hiç unutamam ramazanda üç-dört ailelik küçük gruplarla özel iftarlar verirdik bağışçıların da ailesiyle katıldığı. Bunlardan biri kızımızın boğazının iyice yapıştığı ve operasyonunun birkaç gün öncesine denk gelmiş ve tabi çorba dışında bir şey yiyememiş tabi ben bunu ertesi yıl Ramazan başında annemiz arayıp “Abisi Emine’nin selamı var. Dün oldu yeni ameliyatını iki hafta kadar rahat yer içer yine iftar yapacaklarsa bu ara yapabilirler mi diyor.” dediğinde öğrendim.
Zeki Bey kardeşimizin emaneti onunla aynı kaderi yaşayan Ömer oğlumuza emanet artık. İnşallah Eylül başında şimdi elbirliği ile kurmaya çalıştıkları yuvalarında olacaklar. Aileden kalma eski bir gece kondu var ve tamir tadilat işleri bitince kira dertleri olmayacak. Ufak tefekler dışında eşyaları yokmuş ve aslında bu satırlara da bu konu vesile oldu. Ömer ve Emine yeni yuvalarına ikinci elden kullanılmış eşya temin etmek için arayışa girince Songül Hanımın ana yüreği dayanamayıp bize çıtlattı.
“Yüzüm yok, siz bana kızımı bağışladınız Allah’ın izni bağışçılarınızın sayesinde sağlığına kavuştu, okudu yakında inşallah o da etrafına kendi gibi yetim ve öksüzlere kol kanat gerecek duruma gelecek inşallah ama iki genç yeni yuvalarını kurarken anne olarak bir şey yapamamak, eksi kullanılmış eşyaları çeyiz diye eve yerleştirme fikri yaraladı beni.”
El birliğiyle iki yetimin u/mutlu günlerine vesile olmak niyetimiz. Konuyu daha önce kurumda birlikte güzel işler yaptığımız Yaşar Kardeşimize ilettiğimizde Yemek Odası Tk ve bazı küçük ev eşyalarını üstlendi. Başlamak bitirmenin yarısı öyleyse çoğu gitti azı kaldı.