Paylaşmanın şifaya vesile imecesine katılanların biri 1001 olsun dua ile!
Anları topladım, yaptım da can;
Can yoruldu anbean.
Koydum hayat salıncağına;
Sallandı sabır büyüdü şükür.
Bazen zorlanıyorum Bir Hayat Kurtar Projesi'nin bu özel hikayelerini yazarken. "Nereden başlasam, acaba ailenin hangi sıkıntısı daha elzem ve acil" diyorum. Bazen bir endişe kaplıyor içimi "ya gerektiği gibi anlatamazsam ve sırf bu yüzden gecikirse yardımımız" diye.
Ve bazen zorlanıyorum gözyaşlarımı saklamakta. Hele de kalabalıksa çalıştığım ortam. Her hikayede kendimi koyuyorum yangının tam orta yerine. Tıpkı şuanda şifa yolculuğunda gönül birliği yapmak için bir araya geldiğimiz üç yaşındaki yavrumuz Nazlıcan’ın babasının yerine koyduğum gibi.
İki seneyi geçmiş yavrumuza tedavisi vaktinde yapılmazsa ölümcül olan kas hastalığı tanısı. Bir süre İstanbul’da tedavi görmüş ama aile ekonomik olarak kaldıramayınca gurbette olmayı. Memleketi Iğdır’a dönmüş kızımız için gerekli cihazlar tenin edilip evin bir odası adeta hastaneye çevrilip. Kalıcı tedaviye ulaşana kadar hastalığın ilerlemesini durduran tedavi/ilaç içinse Erzurum’a gidiyor üç ayda bir.
İnşallah hem cihazlardan kurtulacağı hem de koşup oynayacağı günler yakında Nazlıcan’ın ama o güne kadar iki önemli konu var hayati. Bölgede sık sık yaşanılan elektrik kesintilerinin uzaması onun için yoğun bakıma düşmek demek bu nedenle acilen bir jenaratör sistemine ihtiyaç var ve her gün eriyen kasların kayıplarını azaltmak için uygulanan mevcut fizik tedaviye takviye gerekmekte.
Her iki konu için de söz verdik tez zamanda gerekli miktar tamamlanır ve birana önce bu konuları sorun olmaktan çıkartabiliriz duasıyla.