Haberler

Moro'dan Dua Getirdik

23-10-2014

2014 yılı Filipinler, Mindanao adasının Cotabato şehrinde Deniz Feneri adına gerçekleştirilen Kurban faaliyetine ilişkin gözlem ve analizler..

\"\"
A- Tarihi gelişim ve hukuki yapı


Kuzeyde Japonya ve Güneyde Avustralya eksenini göz önünde bulundurduğumuzda bunların ortasında kalan bölgede Büyük Okyanusta, başlıcaları Lüzon, Visaya ve Mindanao olmak üzere irili ufaklı 7.100 adadan oluşan Filipinler Cumhuriyetinin nüfusu yaklaşık 100 Milyon olup, bu nüfusun ortalama % 10 unu Müslümanlar oluşturmaktadır.


Aralık- Mayıs dönemi Kuru ve Haziran-Kasım ayları arası Yağmurlu olmak üzere iki mevsim yaşanan bu adalar ülkesine tropik mevsim hakimdir. Kara alanlarının yaklaşık yarısı ormanlarla kaplıdır.


Uzak doğuya sefer yapan Müslüman tüccarlar vasıtasıyla İslamla tanışan ve Malay ırkından insanların yaşadığı Filipinlerde İlk İslam devleti, İstanbul’un fethinden yaklaşık 3-4 sene önce Sulu Takımadalarında kurulmuştur. Zamanla çevre adalarda başka Sultanlıklar da kurulmuş; bunların başında 15.yüzyılın başlarından itibaren bu adalara ticaret için gelen davetçilerin yerli yöneticilerle işbirliği yaparak, fetihler, diplomasi ve evlilikler yoluyla bölgedeki halkın Müslümanlaşması sonrasında Mindanao adasında kurulan Maguindanao Sultanlığı gelmektedir.


1492 yılında en batıdaki Endülüs İslam devletinin yıkılması sonrasında keşiflere çıkan İspanyollar 1521 yılında Filipinler takımadalarını işgal etmişlerdir. Teslim olmak istemeyen Müslümanlarla yaklaşık 300 yıl süren savaşlar yapmışlardır.


19. yüzyılın sonlarında gerçekleşen İspanyol-Amerikan savaşı sonucu bütün Filipinler ABD ye devredildi. 1915 te Sulu Sultanı 2. Cemal el Kiram, idaresi altındaki bölgelerin hakimiyet hakkını resmen ABD ye devretti. 4 Temmuz 1946 da bağımsızlık ilan edilmesiyle Müslümanlar bir oldu-bitti ve kendi bölgelerine yapılan bilinçli Hıristiyan iskanıyla azınlık durumuna düşürüldü.

\"\"
Filipinler nüfusunun yaklaşık % 85-90’ı Katolik, % 10’u ise Müslüman ve diğer azınlıklardan oluşmakta, etnik olarak küçük bir miktar Çinli de bölgede yaşamaktadır. Müslümanlar ülkenin güneyine ve özellikle Mindanao ve Sulu adalarındaki 5-6 büyük kentte çoğunluğu oluşturmaktadır. İspanyolların önceleri Endülüs ve Kuzey Afrikadaki Müslümanlar için kullandığı MORO kelimesi zamanla buradaki Müslümanlar için de kullanılmaya başlanılmıştır.


Eğitimsiz, yardımsız, işsiz bırakılan, güvenlik güçlerince hasımları karşısında daima mahkûm edilerek çaresiz bırakılan, itilip-kakılan ve 2.sınıf insan muamelesi gören Müslümanlar durumlarından hoşnut değildir.


1969 yılında Nur Misuari liderliğinde Moro National Liberation Front (MLNF) bölgede eylemlere başlamış, Ordu çeşitli defalar Müslüman halka yönelik baskın ve katliamlara girişmiş, bunun sonucunda yüz binden fazla Müslüman katledilmiştir.



\"\"Çeşitli defalar barış görüşmeleri yapılmış, bunlara güvenerek silah bırakan Müslümanlar, ani baskınlarla büyük zayiatlara uğratılmıştır. Selamet Haşim önderliğindeki bir kısım Mücahit MLNF dan ayrılarak Moro İslamic Liberation Front (MILF) kurarak mücadeleye devam eder. Selamet Haşimin vefatıyla yerine Hacı Murat İbrahim geçer ve bu iki teşkilat bağımsızlık mücadelesine devam eder. 40 yıllık mücadelenin sonunda taraflar tekrar barış görüşmelerine başlar. 2012 yılı Ekim ayında Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MILF ) ile Filipinler Hükümeti arasında İslamı daha serbest yaşama, iç işlerinde serbest, bölgedeki yeraltı ve yerüstü kaynaklarının eşit oranda paylaşılacağı özerk bir yapı hakkında çerçeve anlaşmasına varılmıştır. Anayasa taslağı ve ayrıntılar üzerinde çalışmalar sürmekte olup bu konudaki çalışmalar Filipinler Parlamentosunun onayından sonra yürürlüğe girecektir.

\"\"

B- Fiili durum ve öncelikler

Deniz Feneri Derneği ekibi olarak, Özerk bölgenin başkenti olan Cotabato kentinde 2014 yılı Kurban Faaliyetlerinin organizasyonunda görev aldık. Bakımsız ve yetersiz Hava Limanından girişte Pasaport kontrolü, valizleri taşıyan bant ve misafir karşılamaya gelenlerin yaklaşık 70-80 m² alana sıkıştığı küçük bir alanda asker kişiler tarafından Pasaportlarımız alınarak gerekli kontroller yapıldı. Gelenlerin isimlerinin yazılı olduğu defterden, bizden önce üç ayrı Türk STK’nın temsilcilerinin adaya kurban faaliyeti için geldiğini öğrendik.


\"\"Adada birlikte çalışacağımız Partner kuruluş temsilcileri tarafından karşılanarak kalacağımız otele hareket ettik. Hava limanından şehre varıncaya kadar doğru düzgün asfaltı olmayan, trafik ışıkları yanmayan, taksilerin pedalla ya da motorla çalışan 3 tekerli taşıma araçlarından oluştuğu, cadde kenarındaki evlerin ahşap, adeta bir Anadolu kasabasındakilerden daha eski ve çok bakımsız, özetle bilinçli bir geri bırakılmışlığın ilk bakışta göze çarptığını söyleyebiliriz. Bir iki odadan oluşan ahşap evlerde kanalizasyon ve su yok, elektrik ise bir kısmında mevcut durumda idi. Şehrin tek oteli olan konaklama yerine varmadan, önce bahçede dikili ve etrafı yarıya kadar bezle kapatılmış bir banyoda yıkanmakta olan kişiyi görerek hem şaşırdık, hem de içinde bulunulan durum hakkında fikir sahibi olduk ki tasvir edilen durum şehir merkezidir. Bu duş manzarası, daha sonra şehri ortadan bölen Grand river nehri kenarlarında kazıklar üzerinde kurulu barakalarda yaşayanlara kurban eti dağıtımı sırasında, bir ailenin nehirdeki kayık içerisinde yıkanmaya çalıştığını görerek tekrarlanmıştır. Daha sonra kurban kesim ve dağıtım sırasında köylerde ve orman içlerindeki kamplarda yaşayan Müslümanları ziyaret ettik ki onların durumunun yukarıda resmedilenden daha kötü olduğu söylenebilir. Sürekli yağışların olduğu bölgede yağan yağmurların evlerin içine girdiği ve suların yükseldiği durumlarda halkın evlerini terk ederek yüksek bölgelerde suların çekilmesini beklediği söylenmektedir. Eğitim imkanları çok sınırlı ve işsizlik had safhadadır. Zamanında Müslümanların ellerinde bulunan geniş pirinç tarlaları çeşitli yollarla ellerinden alınmıştır. Kuzeye doğru, Müslümanların nüfus oranlarının düştüğü bölgelere gidildiğinde bu bakımsızlığın yerini intizamlı şehirleşme, düzgün ve bakımlı yolar ve hatta insanların üst başlarına giydiklerinden ilk bakışta fark etmek mümkündür.



\"\"Bölgede yoğun bir Hıristiyanlık propagandası yapılmaktadır. Hristiyan nüfusun çok az olduğu bölgede, en görkemli alan ve yol kenarlarında, hatta mevcut tek hastanenin bahçesinde dahi büyük kiliselerin inşa edildiği, okullara Lions kulüplerinin ve Katolik kilisesinin el attığı, %80 Müslüman nüfusun yaşadığı Cotabato şehrinde, 3 adet Hıristiyan Üniversitesine karşı, yeni kurulmakta olan bir Müslüman üniversitenin olduğunu belirtmeliyiz. Müslümanların direnişi sırasında şehit olan mücahitlerin çocuklarından oluşan yetimlerin yetiştirilmesi için acil yardımlar gerekmektedir. Bu konuda İHH’nın bölgede inşa ettiği ve yönettiği Yetimhanesini görmek bizi son derece mutlu ve müftehir etmiştir.

\"\"Elbette süreli yardımlara ihtiyaç vardır. Ancak bundan daha önemlisi, kalıcı ve sürdürülebilir yapısal yardımlara olan ihtiyaçtır. Ulaşım imkanları sınırlı ve halk fakir olduğundan kabiliyetli çocukların eğitim almaları için okul ve medrese yakınlarında yurt yapılmasına çok büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Müslümanların birbirleriyle iletişimi çok zayıftır. Birkaç Hıristiyan radyo ve Televizyonuna karşı Müslümanların Radyo ve televizyonu yoktur. Müslümanlar ehli sünnet olup zararlı akımların yeni özerk yapının inşası sırasında ülkeye gelmelerinden korkmaktadırlar. Tarım ve basit sanat-teknik alanlarında yetişmiş insan gücü ve makinelere acil ihtiyaç bulunmaktadır. Eğer sıralanan acil ihtiyaçlar için vakit geçirilmeksizin bölgeye yardım ulaştırılmaz ise, fakir ve güçsüz MORO HALKI dışarıdan gelebilecek her türlü zararlı etkiye açık olacaktır.

Kemal Kaya
Deniz Feneri Gönüllüsü

Toplam